DR. EYYÜB YILMAZ RAMAZAN AYI YAZI DİZİSİ – 1
Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Hem iç huzurun hem de şifanın üzerimize bereketle yağdığı bir ay olan Ramazan’a katkı olmak istedik. Tutulan orucun insan sağlığı üzerindeki etkilerini bilim dünyası yeni yeni konuşmaya başladı. Peki Ramazan ayında nasıl beslenirsek bu şifanın etkisini katlayarak arttırabiliriz? Özellikle sahurda neler tüketmeliyiz? Halk sağlığı açısından vediği değerli bilgilerle tanınan Dr. Eyyüb Yılmaz Nam-ı değer DoktorFit okuyucuları için harika bilgiler ve tarifler paylaştı. İşte o yazı dizisinin ilk bölümü
Röportaj: Şükriye Tahir
Ramazan ayında olmazsa olmaz beslenme şeklimiz nasıl olmalıdır?
Ramazan ayında sahurun temel bir amacı vardır.
- gün boyu acıkmanı engelleyecek,
- susamanı engelleyecek,
- sinirlenmeni engelleyecek,
- kabız olmanı da engelleyecek bir beslenme şekli uygulaman gerekiyor.
Çünkü Ramazan’da aynı zamanda bir kabızlık sorunu da ortaya çıkıyor. Bütün bunların tümüne çözüm olabilecek bir planlama yapmalısınız.
Harika, peki bize tüm bu sorunları çözebilecek tarifler de verecek misiniz?
Tabii, çok güzel ve besleyici tarifler vereceğim. Ama bunun anlamı bütün Ramazan süresince sahurda sadece bu tarifleri yiyin anlamına gelmiyor. Bunları modelleyin felsefesini anlamaya çalışın.
Kırmızı pancar, havuç, ayva, kereviz, yeşil elma, kereviz, mevsiminde yaş kabak… Bunların ikisini ya da üçünü rendeleyebilirsiniz.
Üçlü kombinasyonlar yapın. En güzeli budur. Ama verdiğim besinlerin aynı anda hepsini rendeleyip karıştırın demiyorum.
Bunların özellikle rendelenmesini istiyoruz çünkü, içerisinde güçlü antioksidanlar olan besinler bunlar.
Ramazan’da hastalanmayı engelleyen mucize: İran safranlı kırmızı pancarlı sirke
Bunların güçlü besin değerini sirke ile çözmeliyiz. Sonrasında zeytinyağı ile de bağlayacağız. Mide sorunu olanlar elma sirkesi tercih edebilir ama benim tercihim değiştirin derim; elma , alıç sirkesi ve gül sirkesi de kullanılabilir. Benim favorim İran safranlı, kırmızı pancarlı, karışık sirkeyi de kullanabilirler, içinde ayrıca zeytin ağacı yaprağı da var ki Ramazan’da hastalanmayı engeller.
Rendelediğiniz havuçları sirke ve zeytinyağı ile mutlaka ovun.
Zeytin yaprağı kışın yaşanan soğuk algınlıklarına, gribal enfeksiyonlara karşı ve kanserli hücreleri temizlemek için NK hücrelerini artırıyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey, insanların salatadaki havuçları sirke ve zeytinyağı ile ovalamaları gerektiği konusu. Havuçları ovalanmamış bir salatada o besinlerin içindeki değerli karotenoidler çözünemiyor. Çözünemeyince biyoyararlanım dediğimiz şey düşük kalıyor. O da oruç gibi bir zamanda ihtiyacımız olan besini alamama gibi bir risk getiriyor.
Böyle bir salata sahur için yeterli mi?
Böyle bir şey yediğiniz zaman, bunun mideyi terk etme süresi 5-6 saat. Yani neredeyse öğlene kadar size tok tutacaktır. Bunun bağırsağı terk etme süresi ise 15-20 saat. Dolayısıyla bu salata ile iftara doğru geldiğinizde bile daha bağırsaklardan kana güçlü bir antioksidan içerikli su geçişi devam ediyor olacak. Yani gençleştirecek bir oruca hazırlanıyor olacaksınız.
(Buraya bir dipnot eklemeyi uygun buldum. Yaptığım haberlerden sonra verilen bilgileri mutlaka teyit etmeye dikkat ederim. Havuçlu, soğanlı, yumurtalı tarifi denedim ve gün boyu gerçekten acıkmadığım gibi o gün akşam yemeğini çok hafif geçiştirdim, çünkü canım yemek istemedi. Ertesi gün kahvaltıda dahi ciddi bir açlık hissi hissetmedim.)
Doğru yönetilemeyen açlık insanları yaşlandırıyor, ama doğru yönetilen açlık tam tersi insanları gençleştirir.
Açlık insanları hücresel yıkılıma götürüyor ve yaşlandırıyor demiştiniz. Açlık insanı niye yaşlandırıyor? Ama aynı zamanda oruç ile gençleşebiliriz dediniz. Biraz kafalar karışıyor açıkçası. Burada tam olarak anlatmak istediğiniz konu neydi?
Doğru yönetilemeyen açlık insanları yaşlandırıyor dedim, çünkü hücrenin enerji üretebilecek kaynağı kalmayınca enerji üretmek için ihtiyaç duyduğu ATP’leri proteinden, kolojenlerden almak zorunda kalıyor. Bu salata sayesinde öyle bir durum oluyor ki, insanların ihtiyaç duyduğu kolejenleri, yakmasına gerek olmayacak bir durum oluşuyor. Yani insanların enerji kaynağı halen bağırsaktan kana geçiyor. Bu, bu önerdiğim salatanın birinci faydası. İkinci faydası ise açlığın özellikle ilerleyen düzeylerinde, 15’inci saatinden itibaren artık yeni hücre üretim saati için malzeme kalmıyor. Yani ben açlığı yaşarken vücut yıkılıyor, yıkıldıktan sonra da yeni hücre yapılıyor. Yeni hücre yapılırkenki malzemenin kalitesi de senin yarınını belirliyor, senin geleceğini belirliyor, senin sağlığını belirliyor. Daha kaliteli bir hücre üretebilmek için benim kanda bir şey bulundurabilmem gerekiyor. Bakın depolanma düzeyinde değil, harcanabilme düzeyinde diyorum. Bunun özellikle altını çiziyorum. Bana, “O zaman buna da açlık olmaz” diyorlar. Açlık devam ediyor. Açlık devam ettiği halde senin midenden değil bağırsaklarından yavaş yavaş bir şeyler emiliyor. Ama emilen miktar ne derseniz? Anabolizan fazla harcanacak miktarda. Yani yeni hücre üretimine yönlendireceğin bir gıdaya ihtiyacın var. Vücut onu bulabiliyor olmasının rahatlığını yaşıyor. Müthiş bir takviye alıyorsun ve yıkılımın getirdiği bir sorumluluk var. O sorumluluğu yerine getirmen gerekiyor. O sorumluluk da antioksidanlarla ortamı temizlemen gerektiğidir. Ortamı temizlemedikleri için açlık diyeti yapanların hepsinin yüzü çöküyor ve yaşlanıyor. Çünkü ortamı temizleyemiyor ve ortada atıklar kalıyor. Benim yaptığım antioksidan deposunda bir akış var. Antioksidan deposu akışı bir rezerv olarak düzenli ve minik minik attığı için olası atıkları temizliyor. Yeni hücrelerin üretimi için ihtiyaç olan malzemeyi temin ediyor.
Buraya protein takviyesi de gerekmez mi?
Üzerine bir miktar ceviz, badem, fındık , fıstık, ay çekirdeği, kabak çekirdeği koyacağız. Bunlardan herhangi birini 25-30 gram kadar salatanın içerisine ekleyebilirler.
Burada ekmeğin bir görevi var mı?
Ekmek kullanıyoruz. Ama ata tohumu bir ekmek olmasına dikkat ediyoruz. Yani bu ekmeğin de bir görevi var. Ama burada strateji çok net. Eğer bu şekilde yönetilirse, Ramazan’ın sonunda yepyeni bir gençlik de hediye olarak gelir.
Sahuru kesinlikle terk etmesinler!
Ramazanda sahur çok önemli bir öğündür, bu yüzden kesinlikle sahuru terk etmemek gerekir. Sahursuz oruç tutmak bedenin gereksiz yere, kolajen yıkılımları yaşamasına sebep olur. Bu yüzden bunu çok önermiyoruz. Özellikle metabolizma iyice yavaşlıyor. Sahur yapmayanlarda metabolizma çok yavaşlıyor. Bu da kilo alımına ve yaşlanmaya sebep oluyor.
Tek öğün beslemede de durum aynı mı o halde?
Tek öğün beslenmek metabolizmanın uyumlanamayacağı bir şeydir desem yalan olur. Uyumlanır, Ama özel bireylerde uygulanır. Bir topluma dayatılamaz, bir topluma bu önerilemez. Yani ben otururum, kendi üzerimde çalışırım, günde tek öğün meslenirim.Muhteşem gençleşirim de, ama ben bunu topluma “yapın” dediğim zaman vebal alırım. Çünkü benim gerçeğim toplumun gerçeğine uymuyor. Toplumun gerçeği günde iki öğünü öğrenmesidir. Üç öğünden çıkmasıdır. Bir öğüne de düşmemelidir.
Öğünleri nasıl zenginleştirebiliriz?
Onun için de ayrı bir tarif verebilirim. Ben bunu çok sık yapıyorum. Çok da lezzetli ve besleyici oluyor. Soğanı küp küp doğrayalım, taze soğan olursa çok daha lezzetli olur, havucu rendeleyelim. Tereyağında marine edelim, ama karamelize olmaması lazım. Üzerine bir yumurta kıralım ve sevdiğimiz baharatları ekleyelim. Yanına ata tohumundan yapılmış ekmek ve yoğurt ekleyebiliriniz. Sahurda ya da kahvaltıda yine çok besleyici bir öğün olacaktır.
Ayrıca kavrulmamış susamdan yapılan tahin, nitelikli bal, biraz kaymak, tereyağı. Özellikle bunlar da çok nitelikli bir sahurun kaynağıdır.
Devam edecek…
2.bölüm: Ramazanda susuzluğumuzu nasıl gidereceğiz?