Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ünal Aydın uyarıyor: Sessiz ilerleyen damar tıkanıklığı, zamanında fark edilirse önlenebilir!
Röportaj: Şükriye Tahir
Modern yaşam tarzının getirdiği hızlı tempo, kötü beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik yalnızca fiziksel değil, damar sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor. Üstelik bu tehdit artık sadece yaşlıları değil, genç bireyleri de yakından ilgilendiriyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ünal Aydın ile damar tıkanıklığını, belirtilerini ve korunma yollarını konuştuk.
Hocam, damar tıkanıklığı neden bu kadar tehlikeli ve artık neden gençlerde de sık görülüyor?
Modern yaşamın getirdiği yoğun tempo, yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Kalp krizinden felce kadar pek çok hastalığın temelinde damar tıkanıklığı yatıyor. Bu sorun eskiden ileri yaşlarda görülürken, artık genç bireylerde de karşımıza çıkabiliyor. Çünkü süreç genç yaşta başlıyor ama genellikle sessiz ilerliyor. Erken fark edilirse ise önlenebilir ve yönetilebilir bir sağlık sorunu.
Damar tıkanıklığı vücudun farklı bölgelerinde farklı belirtiler mi gösteriyor?
Kesinlikle. Tıkalı damarlar vücudun hangi bölgesinde olduğuna bağlı olarak farklı belirtiler verir. En çok kalp (koroner arterler), beyin (karotis ve serebral arterler) ve bacak (periferik arterler) damarlarında tıkanıklık görülür.
Kalp damarlarında tıkanıklık olduğunda ne gibi belirtiler ortaya çıkar?
Kalp damarları tıkandığında göğüs ağrısı (anjina) meydana gelir. Bu ağrı genellikle göğsün ortasında, baskı veya sıkışma hissi şeklindedir. Eforla artar, dinlenince geçer. Ayrıca nefes darlığı, sol kola, çeneye, sırta yayılan ağrı, çarpıntı, soğuk terleme, mide bulantısı, halsizlik, bayılma hissi gibi belirtiler de olur. Bu belirtiler ani ve şiddetli olursa kalp krizi habercisi olabilir.
Peki ya beyin damarları tıkanırsa?
Beyin damarları tıkandığında; ani baş dönmesi, konuşma bozukluğu, yüzün bir tarafında düşme, kolda veya bacakta ani güçsüzlük ya da uyuşma, tek gözde görme kaybı veya bulanıklık, denge kaybı, yürümede zorluk gibi belirtiler görülür. Bunlar genellikle inme (felç) veya geçici iskemik atak (TIA) belirtisidir.
Bacak damarlarındaki tıkanıklık kendini nasıl belli eder?
Yürürken baldırda, uylukta veya kalçada kramp tarzı ağrı ve aralıklı topallama olur. Bacaklarda soğukluk, solukluk, ayaklarda uyuşma, karıncalanma, ayakta veya parmaklarda iyileşmeyen yaralar, tüy dökülmesi, tırnaklarda kalınlaşma gibi belirtiler görülebilir. İleri evrede istirahat halindeyken bile ağrı olabilir. Bunları yorgunluk, halsizlik ve erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları gibi şikâyetler izleyebilir.
Bu belirtiler varsa ne yapılmalı?
Mutlaka uzmana başvurulmalı. Özellikle risk faktörlerine sahip kişiler; sigara içenler, hipertansiyon hastaları, kolesterol yüksekliği olanlar, diyabet hastaları, ailesinde kalp-damar hastalığı öyküsü bulunanlar geciktirmeden doktora görünmeli.
Tıkalı damarların tedavisinde cerrahi şart mı?
Her zaman değil. Eğer kişinin yan damarları gelişmişse ve dolaşımı sağlıyorsa cerrahiye gerek olmayabilir. Ya da damar tıkalıdır ama yüzde olarak düşük seviyededir ve dolaşımı etkilemiyordur; yine cerrahiye gerek olmayabilir. Ama damarda plak varsa ve risk yüksekse ilaç tedavisine başlanmalı. Tıkanıklık ciddi ise, semptom varsa ve bir işlem gerekiyorsa; tıkanmanın seviyesi, uzunluğu, bulunduğu yer ve merkezin olanakları dikkate alınarak cerrahi ya da anjiyografik girişim tercih edilir. Cerrahide plak çıkarılır, damar onarılır ya da bypass yapılır. Anjiyoda ise balonla açma ya da stent takma işlemleri uygulanır.
Damar tıkanıklığı artık ileri yaş hastalığı değil diyorsunuz…
Evet, süreç genç yaşlarda başlıyor. Ne kadar erken önlem alınırsa o kadar etkili olur. Erkeklerde 35 yaşından itibaren damar sertliği riski belirginleşir. Sigara içen, yüksek kolesterolü olan ve ailesinde kalp hastalığı olan erkeklerde risk 30 yaş altına bile inebilir. Bu nedenle 30 yaşından itibaren düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları şarttır.
Kadınlar ise östrojen hormonunun koruyucu etkisiyle menopoz öncesinde biraz daha avantajlı. Ama menopozla birlikte bu koruma azalır ve 45-55 yaş arası risk artar. Kadınlarda da önlemler 40 yaşından itibaren devreye girmeli.
Hangi grup daha erken yaşta önlem almalı?
Ailesinde kalp-damar hastalığı olanlar, obezite, diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi risk faktörlerini taşıyanlar, sigara içenler ve hareketsiz yaşayanlar 20’li yaşlardan itibaren önlem almalı.
Damar sağlığı için ne gibi önlemler alınabilir?
-
Sağlıklı ve Dengeli Beslenin: Trans yağlardan, margarinlerden ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze, meyve, tam tahıllar, baklagiller, zeytinyağı, balık gibi doğal ve antioksidan zengini besinleri tercih edin. Tuz ve şeker tüketimini azaltın. Kızartmalardan kaçınıp haşlama, buharda veya fırında pişirme yöntemlerini kullanın.
-
Düzenli Egzersiz Yapın: Haftada en az 150 dakika orta tempolu yürüyüş (günde 30 dakika, haftada 5 gün) önerilir. Egzersiz, damarların esnekliğini artırır, kan akışını düzenler, iyi kolesterolü yükseltir.
-
Sigara ve Tütün Ürünlerinden Uzak Durun: Sigara, damarları daraltır, pıhtılaşmayı artırır. Pasif içicilik bile zararlıdır.
-
Stresi Azaltın, Uyku Düzenine Dikkat Edin: Sürekli stres, damarların yapısını bozar. Gevşeme teknikleri, doğa yürüyüşleri, meditasyon ve yeterli uyku (6-8 saat) fayda sağlar.
-
Kan Değerlerini Kontrol Ettirin: Kolesterol, trigliserit, kan şekeri ve tansiyon düzenli olarak ölçülmeli. Bu değerler kontrol altında tutulmazsa damar yapısı bozulur.
-
İdeal Kilonuzu Koruyun: Aşırı kilo damarların iç yüzeyine zarar verir, kalbi zorlar. Özellikle bel çevresindeki yağlanma risk faktörüdür.
Son olarak okuyucularımıza mesajınız nedir?
Damar sağlığı ihmale gelmez. Bu sessiz ilerleyen ancak sonuçları ağır olabilecek hastalık, erken fark edildiğinde büyük ölçüde önlenebilir. Hayatınıza sağlıklı alışkanlıkları erken yaşta katarsanız, damarlarınız da uzun yıllar size hizmet eder.